Kırmızı Saçlı Kadın / Orhan Pamuk | Kitap Yorumu
03:40
Kitap Adı: Kırmızı Saçlı Kadın
Yazarı: Orhan Pamuk
Sayfa Sayısı: 204
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
Puanım: 3,5/5
Goodreads Puanı: 3,63/5
Arka Kapak:
İlk aşk deneyimi bütün bir hayatı belirler mi?
Yoksa kaderimizi çizen yalnızca tarihin ve efsanelerin gücü müdür?
Orhan Pamuk, Yapı Kredi Yayınları'ndan çıkan yeni romanı Kırmızı Saçlı Kadın'da bizi otuz yıl önce İstanbul yakınlarındaki bir kasabada liseli bir gencin yaşadığı sarsıcı bir aşk hikâyesiyle, büyük bir insani suçun peşinden sürüklüyor.
Yoksa kaderimizi çizen yalnızca tarihin ve efsanelerin gücü müdür?
Orhan Pamuk, Yapı Kredi Yayınları'ndan çıkan yeni romanı Kırmızı Saçlı Kadın'da bizi otuz yıl önce İstanbul yakınlarındaki bir kasabada liseli bir gencin yaşadığı sarsıcı bir aşk hikâyesiyle, büyük bir insani suçun peşinden sürüklüyor.
Edası etkilemişti beni. Kırmızı saçları ışıkta tuhaf bir şekilde parlamıştı. Bir an bana eskiden tanıdığı biriymişim gibi, burada ne işin var diye sorar gibi bakmış, tam o sırada göz göze gelmiştik. Sanki ikimiz de bir hatırayı arar, hatta sorgular gibi bakmıştık birbirimize.
🍁
Bu kitapla ilgili konuşmaya nasıl başlasam bilmiyorum... Şu Oidipus hikâyesi beni kitap boyunca karşılaştıkça huzursuz etti, ama kitabın da biraz yapıtaşlarını bu hikâye taşıyormuş gibi de düşünmeden edemediğim bir gerçek. Ve Cem bunu bir gün bilerek Mahmut Usta'sına anlatınca dedim ki, eyvah! Ama Mahmut Usta'sı onu naçizane bir karşılaşamayla gönderdiğinde de Mahmut Usta'ya hayran olmadan duramadım. Ve o hikâye o kadar mide bulandırıcıydı ki, anlatamam. Her seferinde Cem'in de bundan bahsetmesi, kitap boyunca geçmesi beni istemediğim kadar huzursuz etti. Her geçtiğinde hikâyeyi düşünmekten kendimi alamadım. Hikâyenin nasıl olduğunu söylemeye dahi dilim varmıyor ne yazık ki... O yüzden okuduysanız, ya da okuduğunuz vakit anlayabilirsiniz ancak beni.
Cem karakterini hiç sevemedim baştan itibaren. İlk başlarda üstelik yazarın kendi hikâyesini anlattığını düşünüyordum neden bilmiyorum. İsim öyle hemen geçmeyince beni hemen böyle bir düşünce karşılıyor, engel olamıyorum. Sonrasında olaylar efsanelerle birlikte başka başka yerlere gidince de bu düşüncem köreldi.
Kitabı sevdim mi sevemedim mi karar veremedim açıkçası tam ortada kalmış gibi hissediyorum kitap hakkında.
Kırmızı Saçlı Kadın olayı ise ayrı bir olay. Ve sonunda insan ister istemez "Neler oluyor böyle?" demekten alamıyor. Ki bana kalırsa kitap da ortada kalmış, ne türde yazılsam ki diyerek. Çünkü içinde bir kafa karışıklığı olduğu belli ve bunu da bize tamamen geçiriyor. Belki de ben de bu yüzden kafa karışıklığı yaşadım. Dediğim gibi kitabı sevdim mi sevemedim mi bilemedim, ama Orhan Pamuk'un bu okuduğum ilk romanıyla diyebilirim ki, dilini gerçekten beğendim.
0 yorum