Kendine Ait Bir Oda / Virginia Woolf | Kitap Yorumu

04:48




Kitap Adı: Kendine Ait Bir Oda
Yazarı: Virginia Woolf
Sayfa Sayısı: 128
Yayınevi: Kırmızı Kedi Yayınevi
Puanım: 3,5/5
Goodreads Puanı: 4,09/5

Arka Kapak:

"Bütün bu yüzyıllar boyunca kadınlar, erkeği olduğundan iki kat büyük gösteren bir ayna görevi gördüler, büyülü bir aynaydı bu ve müthiş bir yansıtma gücü vardı. Böyle bir güç olmasaydı dünya hâlâ bataklık ve balta girmemiş ormanlardan ibaret olurdu. Savaşlarda zafer kazanıldığı duyulmazdı... Çar ve Kayzer ne taç giyerler, ne de tahttan inerlerdi. Uygar toplumlarda hangi işe yararlarsa yarasınlar, bütün şiddet ya da kahramanlık eylemlerinde aynalar gereklidir. İşte bu yüzden Napoléon da Mussolini de kadınların erkeklerden aşağı olduğunda bu kadar ısrarcıdırlar, eğer onlar aşağıda olmasalardı kendileri büyüyemezlerdi."

Kendine Ait Bir Oda, Virginia Woolf'un 1928 yılında kapılarını kadınlara yeni yeni açmakta olan Cambridge Üniversitesi'ndeki kız öğrencilere hitaben yaptığı bir konuşması üzerine şekillenmiştir. İngiltere'de kadınların seçme ve seçilme hakkını elde etmelerinden bir yıl sonra yayımlanan kitap o tarihten günümüze feminizm tartışmalarının locus classicus'u olageldi. Jane Austen ve Charlotte Brontë'den, kadınların niçin bir Savaş ve Barış yazamadıklarına; Shakespeare'in hayali kız kardeşinden bugün de tartışılmaya devam eden kadının yoksulluğu ve namusu başlıklarına, hatta yaratıcılığın doğasına kadar uzanan geniş bir yelpazede kalemini özgürce oynatan Woolf, kadınlara edebiyat alanında bir çıkış yolu gösteriyor.

"Bir kadın eğer kurmaca yazacaksa, parası ve kendine ait bir odası olmalıdır," diyen Virginia Woolf'un sesi, aradan geçen sekseni aşkın yıla rağmen gücünü ve etkinliğini koruyor.






Çünkü kadın gerçeği söylemeye başlarsa erkeğin aynadaki görüntüsü küçülmeye başlar; yaşam karşısındaki uyumluluğu yok olur. 

🍁

Feministik, böyle bir kavram var mı bilmiyorum, düşünceler ile bezenmiş bir Virginia Woolf kitabıydı. Okuduğum ilk kitabı oldu ve açıkçası bu kitabı nasıl yorumlayacağım konusunda endişelerim vardı. Ne demeliyim, ne yazmalıyım bir türlü kafamda netleşmedi. Kitap beni tam anlamıyla dumura uğrattı. Konu bana kalırsa çok ilgi çekici ve bunu yazmadaki cesaretini, dürüstlüğünü, duruşunu okurken hissede hissede okudum. Kitaptan en kolay okunan kitabı diye bahsediliyor, ki bunun ne kadar doğru olduğunu bilemedim. Evet ben biraz hızlı okudum kitabı ama kolay okunacak bir kitap da değil bana kalırsa. Bu en kolayı diye geçiyorsa, diğer kitapları için gözümün korkması gerekir o zaman diye düşünüyorum. Kitabın konusu, "kadın ve edebiyat" ama ilk başlarda nasıl bir konuya giriş yaptığımızı dahi anlayamadım. İlk kez okuduğumdan ötürü belki de, tarzı bana yabancı geldi ve ne yalan söyleyeyim zorlandım da. Hızlı okudum ama zorlanarak okudum. Bilmiyorum, belki de bana geçmedi pek kitap. Ama aralara iliştirmekten çekinmediği eleştirilerini okumak neden bilmem güzel geldi. Bazen asıl konusu olan kadınlara dahi kızdığı oldu kitapta. Bazı yerlerde erkekleri ezdi. Değişik, ilginç bir kitaptı. Başka bir Virginia Woolf okurken görebilir misiniz acaba beni? Bakalım, bunu zaman gösterecek. Ama şu bir gerçek ki, üstünden biraz zaman geçmesi çok ideal bir seçim olacak benim için.




















You Might Also Like

0 yorum

Like us on Facebook

Flickr Images