Müslümanca Düşünme Üzerine Denemeler / Rasim Özdenören | Kitap Yorumu
01:19
Kitap Adı: Müslümanca Düşünme Üzerine Denemeler
Yazarı: Rasim Özdenören
Sayfa Sayısı: 168
Yayınevi: İz Yayıncılık
Puanım: 5/5
Goodreads Puanı: 4,29/5
Arka Kapak:
İnsanın, toplumsal hayatı gibi düşünce hayatının da karmaşıklaştığı bir dünyada "müslümanca düşünme"nin imkân ve yöntemi nedir? İslâm konusunda yeterli "malumat"a sahip olmak, "müslümanca düşünmek için yeter mi? İslâm'ın özü ve bütünüyle kaynaştırılamayan bilginin, düşünme etkinliğini oryantalist bakış açısına mahkûm etmesi kaçınılmaz olmayacak mı? Edebiyat ve özellikle öykü alanındaki başarılı ürünleriyle de tanınan Rasim Özdenören, bu önemli sorunları kuşatıcı bir perspektifle gündeme getirmekte ve sahip olduğu zengin birikimini başarıyla işleyerek, tartışmaktadır.
Başladığım gibi daha ilk sayfasının ilk paragrafına tutuldum ve açıkçası gerisi de geldi. Rasim Özdenören'in okuduğum ilk kitabı oldu benim için ve kelimeleri seçiş biçimini, cümlelerini hayranlıkla okudum ve hatta geri döndüm yeniden o cümlelerin üstünde gezindi gözlerim. Böyle kitaplar okuyunca ben ister istemez birilerine anlatma isteğiyle dolup taşıyorum. Bak bu böyleymiş, şu şöyle diyerek başkalarının da faydalanmasını istiyorum. İşte bu kitap da onlardan biri oldu. Birilerine anlatma isteğiyle doldu içim.
Öyle çarpıcı yerlere değinilmiş ki, okurken sürekli olarak "ne kadar da doğru" demekten kendimi alamadım. Hele de yirmi ikinci sayfadaki üçüncü paragrafı okuduktan sonra şöyle bir durakladım ve kendi çocukluğumu düşündüm. Paragrafta şöyle yazıyor: "Artık minicik çocuklar bile 'para kazanmak' yahut vurgun vurmak sevdasındadır. Cikletler artık çiğnenmek için satın alınmıyor. Paketlerin içindeki numaralı resimleri biriktirip bir seriyi tamamladıktan sonra çıkacak bisikletler, radyolar, fotoğraf makineleri için alınıyor. Çocuklar daha bu yaştan farkına varmadan kumara, vurgunculuğa alıştırılıyor. Banka kumbaraları çocuklar için tefecilik, ihtikâr egzersizleri yaptırıyor."
Bunu okuduktan sonraki düşüncem, küçüklüğümüzde benim de bizim de ciklettir o tarz şeyleri çiğnemek için ya da yemek için almadığımız gerçeğiyle örtüştü. Sırf içinden top çıkacak, bisiklet çıkacak ümidiyle aldığımız o cikletler geldi direkt olarak aklıma ve üzüldüm.
"Hayal Değil, Hayat" bölümünün ise gerçekten okunulması gerektiği taraftarıyım. Daha o bölüme girişini "Kimileri, İslâm denilince bir ütopyadan söz açılıyormuş gibi bir izlenime kapılıyor. Sanki İslâm, yaşamamız için indirilmiş bir din değil de, zihinsel bir spekülasyon!" şu cümleyle yapmasıyla bölüm beni benden aldı. En çok belki de ilk bölümle bu bölümü beğendim.
Diyeceğim şu ki, çok doğru yerlerin üstünde durmuş kitap boyunca Rasim Özdenören. Gerçekten okurken sürekli olarak onun cümlelerini tasdiklerken buldum kendimi. Bir de bunu bu güzel üslubuyla yapınca, kitabın değeri gözümde bir çırpıda artıyor. Ben gerçekten çok beğendim. Bilinçlenmemiz, fikirlerimizi doğru yerde bulundurmak ve kullanmak adına bu kitap kesinlikle okunmalı...
Bugün Müslümanlar, belki de dünyanın her yerinde, şu veya bu tonda, şu veya bu anlamda şu soruyla karşılaşıyorlar: Siz ne istiyorsunuz? Basit, yalınkat bir cevapla yetinip "sadece Müslümanca yaşamak" cümleciğiyle cevap verildiğinde bu sorunun sahibinin yüzü şaşkınca bakakalıyor. Yahut da meselenin bu kadar basit bir cümlecikle anlatılmasının doğurduğu bönlükle gözleri dört açılıyor. Öyle ya, böylesine basit bir hadise için bu kadar hengâme niçin? Bütün bu vâveyla bu kadar basit bir hadisenin etrafında mı koparılıyor? Bu insan, bu basit cevap karşısında şaşırmıştır, ama öte yandan bu kadar basit bir dilekte bulunan insanların dünyanın birçok yerinde zindanlara atılmaları, işkencelere uğratılmaları hadisesi karşısında şaşkınlığı yoktur. Bunları tamamıyla olağan görmektedir.
...diyelim ki, ölmeleri emredilmiş olsa idi, hiçbir Müslümanın bu emri yerine getirmek için tereddüt geçireceği bile hayal edilemezdi. Onlar, hiçbir peşin bekleyiş ve umut içinde değildi, onlar sadece katıksız bir teslim olma hali içinde yer alıyordu.
Fakat bugünün Müslümanları, geçmiş bir tecrübeye sahiptir. Bugünün Müslümanları, aslında, teslim olmanın anlamını kavramaktan çok, Müslümanların geçmişteki tecrübelerine, geçmişteki başarılarına gözlerini dikmiştir. Bugünün Müslümanı, itiraf etmeli ki, zihnini materyalist anlayışlara bulaştırmıştır.
Müslümansa dünyaya müstağnidir. Dünyanın ardından koşmaz. Kendisini dünyaya mecbur, mahkûm, muhtaç hissetmez. Dünyaya yüz vermediği için dünya onun arkasından gider.
0 yorum