Huzursuz Bacak / Mustafa Kutlu | Kitap Yorumu

04:53





Kitap Adı: Huzursuz Bacak
Yazarı: Mustafa Kutlu
Sayfa Sayısı: 164
Yayınevi: Dergâh Yayınları
Puanım: 5/5
Goodreads Puanı: 3,7/5

Arka Kapak:

Genç akademisyen Ömer, uzun yıllar yaşadığı yurtdışından memlekete dönüyor... Umut, özlem ve memleket hasreti, daha havaalanında yerini kaygı, isyan ve huzursuzluğa bırakıyor... "Yolculuğu" boyunca karşılaştığı kişiler, hadiseler, mekânlar, siyasî ve toplumsal gelişmeler yaşadığı hayal kırıklığını iyiden iyiye pekiştiriyor. çektiği sıkıntı, memlekete fikir, fikir adamı, uğruna savaşılacak "dava" kalmamasıyla; özün görüntüye, kanaat ekonomisinin tüketim çılgınlığına, düşüncenin safsataya dönüşmesiyle, onu fark ettirmeden "huzursuz bacak" denen bir illete doğru itiyor... Kutlu'nun sonbahar geleneğinin son halkası yine dokunaklı üslubu, kendine has mizahı ve her şeye rağmen içinde barındırdığı inançla burada. Ancak bu kez, fikir merkezli bie eserle ve fikir çölündeki bir huzursuz gezginle karşı karşıyayız...








Madem bir tıklayan bacağımız var, onun sayesinde gereken kapıları tıklatırız. Bize düşen budur. Bacağımı seviyorum. Her gece uyandırıp beni memleket meselelerini düşünmeye sevk ediyor. Bu huzursuzluğu duymak bile bir şeydir. 

🍁


Efendim kimsecikler kusura bakmasın ama sırf Mustafa Kutlu içtenliği için bile beş puanı veririm. Kitabın başlığını her okuduğumda garibime gidiyordu, anlamının olabileceğini düşünüyor ama bir mana veremiyordum. Okurken dedim ki, tam oturur ya bir başlık, gerçekten başka bir isim düşünülemezdi sanırım.

Mustafa Kutlu okumayı seviyorum, beni alıp başka diyarlara götürmüyor da sanki yakınlarımızda olup gerçekleşiyormuş gibi hissettiriyor olayları. Hem okurken yüzüme bir tebessüm izi bırakıyor hem de düşünmemi sağlıyor. Bu kitabında, içinde bolca eleştirilerini bulabilirsiniz, ki emin olun hepsi haklı gerekçeli eleştiriler.
Hikayelerin içimizden olduğu öyle hissettiriliyor ki, yine bu kitabına da hayran kaldım. Memleket meselelerini çok güzel kaleme almış, Türk insanının zamanında yaptığı yanlışları bi' güzel eleştirmiş. Eleştirmesi sert bir dille değil, gayet zekice ve yumuşak bir dille oluşu ayrı bir hoş özellik diyebilirim. Bu olayların yaşanıldığı düşünüldüğünde hikaye yine başka bir boyuta taşınıyor benim için. Konusuna çok ufaktan değineceğim;
Başkarakter olan Ömer Faruk, memleketine yıllar sonra döner, ama hiçbir şeyi bıraktığı gibi bulmaz. Artık her şey değişmiştir. Zaten bundan sonra başlıyor olaylar. Ülkesine olan bağlılığını o eleştirilerinden de anlayabiliyoruz aslında. Ülkenin değiştiğini, Avrupa'ya adeta köle olmuş olan ülke haline gelmesini yediremez kendisine ve nerede olursa olsun bir şey yapma peşindedir gençliğindeki gibi. Hele ben, konferans olması lazım, orada yaptığı konuşmayı çok beğendim. Okuduğunuzda eminim siz de anlayacaksınız. Bir de babasının, annesiyle tanışma halini ve babasının karakterini de çok beğendim.
Dediğim gibi içimizden bir hikaye daha Mustafa Kutlu'dan. Yine şahane bir anlatım, içten konuşmalarıyla zenginleştirilmiş bir başka yapıt olan bu kitabı kesinlikle okumalısınız. 

You Might Also Like

0 yorum

Like us on Facebook

Flickr Images