Ruhun Dirilişi / Sezai Karakoç | Kitap Yorumu
21:50
Yazarı: Sezai Karakoç
Sayfa Sayısı: 143
Yayınevi: Diriliş Yayınları
Puanım: 5/5
Goodreads Puanı: 3/5
Zaman, sonsuzluğun bu dünyaya düşmüş gölgesidir.
Öncelikle şu bir gerçek ki, böyle bir kitaba oy vermek benim haddime değil, ki her kitaba oy girmeye çalıştığım için ekledim onu. Yoksa bu kitap için, içindeki nicelikler için az olduğunu dahi söyleyebilirim.
Daha önce burada Diriliş Neslinin Âmentüsü'nün yorumunu girmiştim, Sezai Karakoç'un kalemini o kitabıyla tatma fırsatı yakalayabilmiştim ve çok beğendiğimi ve bitmeyen kitap olduğunu dile getirmiştim. Ruhun Dirilişi kitabında ise Sezai Karakoç bizi yine kelimeleriyle, cümleleriyle alaşağı etmeyi başarıyor. Sezai Karakoç'un şöyle bir özelliği var, kelimeleri o kadar iyi ve yerinde kullanabiliyor ki, cümlelerine ve size geçirebildiklerine hayran kalıyorsunuz. Bunu yine bu kitabında da tattığım için söylüyorum. Sezai Karakoç'a öyle bir hayranlık duymaya başladım ki, kitaplarını okumaya devam ettikçe de bunun artacağı yönünde hissiyatlarım var. Ruhunuzun gerçekten dirilmesi yönünde bir şey yapmak istiyorsanız, alın bu kitabı okuyun. Başka bir söz söylemeye gerek olmadığını düşünüyorum çünkü. Kitap zaten benim yerime konuşuyor. .
"İnsan, Allah'a inancını yenilemeli, tazelemelidir. Bir alışkanlık gibi değil. Bir töre gibi bile değil. Bir mirastır bu ama, bir miras gibi de değil. Sanki, ilk ve son insan kendisiymiş gibi, Allah'a olan inancını tazelemelidir insan."
Af, merhamet... Ve hüznün sona erişi, ayrılığın bitişi. Yanlış anlamaların tükenişi. Hz. Yusuf'un Filistine, babasına kavuşması, Mekke fethi gibidir. Nasıl ki, Peygamber de Mekke'yi fethettikten sonra konuşmasında Mekkelilere:
"Ben de size Yusuf'un kardeşlerine dediği gibi derim ki, geçmişte olanlardan dolayı hiçbirinize bir kınama yoktur." demiştir.
İnsan, kendi nefsinin kölesi insanların önünde eğilmekle aşağılaşıyor. Oysa hiç kimsenin önünde eğilmeyip de Allah'ın önünde eğilen insan ne yücedir, ne güzeldir.
Yayınevi: Diriliş Yayınları
Puanım: 5/5
Goodreads Puanı: 3/5
Zaman, sonsuzluğun bu dünyaya düşmüş gölgesidir.
Öncelikle şu bir gerçek ki, böyle bir kitaba oy vermek benim haddime değil, ki her kitaba oy girmeye çalıştığım için ekledim onu. Yoksa bu kitap için, içindeki nicelikler için az olduğunu dahi söyleyebilirim.
Daha önce burada Diriliş Neslinin Âmentüsü'nün yorumunu girmiştim, Sezai Karakoç'un kalemini o kitabıyla tatma fırsatı yakalayabilmiştim ve çok beğendiğimi ve bitmeyen kitap olduğunu dile getirmiştim. Ruhun Dirilişi kitabında ise Sezai Karakoç bizi yine kelimeleriyle, cümleleriyle alaşağı etmeyi başarıyor. Sezai Karakoç'un şöyle bir özelliği var, kelimeleri o kadar iyi ve yerinde kullanabiliyor ki, cümlelerine ve size geçirebildiklerine hayran kalıyorsunuz. Bunu yine bu kitabında da tattığım için söylüyorum. Sezai Karakoç'a öyle bir hayranlık duymaya başladım ki, kitaplarını okumaya devam ettikçe de bunun artacağı yönünde hissiyatlarım var. Ruhunuzun gerçekten dirilmesi yönünde bir şey yapmak istiyorsanız, alın bu kitabı okuyun. Başka bir söz söylemeye gerek olmadığını düşünüyorum çünkü. Kitap zaten benim yerime konuşuyor. .
"İnsan, Allah'a inancını yenilemeli, tazelemelidir. Bir alışkanlık gibi değil. Bir töre gibi bile değil. Bir mirastır bu ama, bir miras gibi de değil. Sanki, ilk ve son insan kendisiymiş gibi, Allah'a olan inancını tazelemelidir insan."
Af, merhamet... Ve hüznün sona erişi, ayrılığın bitişi. Yanlış anlamaların tükenişi. Hz. Yusuf'un Filistine, babasına kavuşması, Mekke fethi gibidir. Nasıl ki, Peygamber de Mekke'yi fethettikten sonra konuşmasında Mekkelilere:
"Ben de size Yusuf'un kardeşlerine dediği gibi derim ki, geçmişte olanlardan dolayı hiçbirinize bir kınama yoktur." demiştir.
İnsan, kendi nefsinin kölesi insanların önünde eğilmekle aşağılaşıyor. Oysa hiç kimsenin önünde eğilmeyip de Allah'ın önünde eğilen insan ne yücedir, ne güzeldir.
0 yorum