Gün Olur Asra Bedel / Cengiz Aytmatov | Kitap Yorumu

08:38


Kitap Adı: Gün Olur Asra Bedel
Yazarı: Cengiz Aytmatov
Sayfa Sayısı: 413
Yayınevi: Ötüken Yayınları
Puanım: 3.5/5
Goodreads Puanı: 4/5



"Şu anda, madem ki böyle bir makamda yüzümü Sana verdim, yaşadıkça ve aklım başımda oldukça Sana sesleneceğim, beni işit Allah'ım! Bilinen bir gerçektir ki insanlar Sana ancak çaresiz kalınca yardım dilemek için başvuruyorlar ve ellerinden başka bir şey gelmiyor. Bize acı,  bizi koru, bize yardım et Allah'ım. İnsanlar, doğru olsun, yanlış olsun, haklı olsun haksız olsun, her şeyi Sen'den isterler. Bir katil bile içinden, Sen'in onun yanında olmanı ister. Oysa Sen hep susarsın. Neyleyim ki biz insanlar böyleyiz ve Sen'i özellikle başımız darda olduğu zaman hatırlarız, yalnız böyle zamanlarda varmışsın sanırız."





Öncelikle kitaptan bu alıntıyı eklememin türlü sebepleri olabilir, ilk öncelik olanını söylemem gerekirse kitapta Yedigey'in bu duasından çok etkilendiğimden dolayıdır. Vee kitap hakkındaki kararsızlığımı tahmin edemezsiniz. İçinde yazardan ötürü Kazakça kelimeler çoğunluktaydı, isimler bana ilk başlarda garip gelmedi değil ama sonrasında alışıverdim ve rahat rahat okumaya devam ettim. Kitap hakkında nasıl bir yargıya varmam gerektiği konusunda pek bir fikrim yok, çünkü bu kitap beni ne tam olarak tatmin etti, ne de etmediğini düşünüyorum. 400 sayfa boyunca yazarın tek bir günü ele alması ise bende şaşırtıcı bir etki bıraktı. Okuyan bir arkadaşım tek bir günden bahsediyor dediğinde inanamış ve nasıl yani diye sormuştum. O kadar sayfadan nasıl tek bir günü çıkarabilir diye düşünüyordum ki, kitabı okurken buna cevapları çok net buldum. Yedigey'in yaşadığı kafasındaki iç savaşlarına ortaklık ettim çoğu zaman. Yedigey hakkında anlayamadığım noktalar çok fazlaydı, ona sinir olduğum zamanlar da vardı elbet. Sonuçlarını çok iyi tahmin ettiğim olaylar da yok değildi. Kazangap karakteri ise kitapta tanıyabildiğim kadarıyla ona ısınmamı sağladı. Onun karakterine içten bir şekilde hayranlık besledim, neden bilmiyorum. Yedigey sayesinde de olabilir tabii bu. Sinir olduğum noktalarda Zarife konusu mevcuttu. Kadın aslında çok iyi biri bunu anlayabiliyorsunuz ama Yedigey o konuda tam bir fiyaskoydu bana göre davranışlarıyla. Yedigey karakterini o yüzden ne tam sevebildim, ana karakter olmasına rağmen üstelik, ne de sevmedim diyebilirim. Yedigey kafamı çok fazla karıştırdı. Bir yandan karısına olan aşkıyla yüzümü gülümsetti, bir yandan davranışları ve sözleriyle bende kafa karışıklığına sebep oldu. Özellikle Kazangap'a bazı soruları öyle acayipti ki, Kazangap dahi şaşırarak cevaplıyordu onu. Sonra utanıp özür diliyordu da elbet, ama dediğim gibi garip bir karakterdi bana göre. 


Bir de Sabitcan karakterine değinmek istiyorum, kendisi Kazangap'ın emekle büyütüp okuttuğu oğlu. Fiyasko terimi belki de bu karaktere daha uygundur, ki ben onun kadar uyuz bir karaktere daha önce rastladım mı bilmiyorum ama beni kitap boyunca çıktığı her sayfada deliye döndürdü. O kadar sinir bir karakter ki... Hatırladıkça... Kazangap'ın oğlu olduğuna kimse inanamaz yani, öyle söyleyeyim size.

Kitapta bir de çok ilginç bir nokta daha hâkimdi, uzaydan uzaylılardan da bahsediyordu kitap. Kitapla nasıl bir bağlantısı olabileceğini anlayamamıştım ilk başta, daha sonralardan daha da doğrusu kitabın sonunda anlayabilme fırsatını yakalayabildim. 

Bilmiyorum farkettiniz mi ama karakterleri gerçek karakterlermiş gibi bir kalıba sokmuş o şekilde anlatmışım yorumumda hep. Kitabın üzerimdeki etkisi bu olsa gerek... Kitap finallerde çıkacak olan kitaplardan biri ve ben daha henüz bitirdim. Dün azmettim ve bu gece bitecek dedim ve bitti. Orta halli bir kitaptı. Yazarın İlkögretmen kitabını da okumuştum çok öncelerde o da yine bir öğretmenimin tavsiyesi üzerine aldığım bir kitaptı. Yazar hakkında tam bir fikre sahip olamasam da, ne olursa olsun dilini beğendim diyebilirim. Başka bir kitabını alıp da okuyabilirim.


You Might Also Like

0 yorum

Like us on Facebook

Flickr Images