Yüreğini Haramdan Sakın / Merve Özcan | Kitap Yorumu

03:12



Kitap Adı: Yüreğini Haramdan Sakın (Gözlerini Haramdan Sakın #2)
Yazarı: Merve Özcan
Sayfa Sayısı:520
Yayınevi: Portakal Kitap
Puanım: 5/5
Goodreads Puanı: 4/5

Arka Kapak:

Sakınılan bir bakışla başlayan Gözlerini Haramdan Sakın yolculuğunun okyanusvâri rüzgârı Yüreğini Haramdan Sakın'la esmeye devam ediyor...
Artık buradaydı Betül, ulaşılmaz dediği adamın o çetin sınırlarının hemen dibinde... Yakınındayken daha sert esen Ömer'in rüzgârı artık Betül'ü daha fazla sarsıyor fakat o huzurlu serinliği de daha özel hissettiriyordu. Aralarındaki onca mesafeden geriye kalan sınırları aşmanın neler getireceğinden ikisi de habersizdi. Fakat bir gerçek vardı; artık o rüzgârda savrulan yalnızca Betül olmayacak, Ömer de kendi rüzgârının tadına bakacaktı. Tehlike yaklaşmaya, silahlar patlamaya ve güneş de umursamazca parıldamaya devam ediyordu.

"Gözlerini açıp bana döndüğünde montumu tutup beni kendine çekti ve başımı göğsüne yasladı. Kahkahalarım karnımı ağrıtacak boyuta ulaştığında yüzümü kazağına doğru çevirdim. Kazağı gözyaşlarımla ıslanıyordu. Zor çıkan sesimle, "Şükür..." dedim. Öylesine değildi, tüm samimiyetimle söylemiştim; şu an için denilebilecek en güzel kelimenin bu olduğunu hissettiğim için...

Ömer önce güldü ve başım göğsüyle birlikte birkaç kez kalkıp indi. Sonra da omzumu biraz daha kendine bastırıp derin bir nefes aldı ve, "Şükür..." dedi; benim gibi...






"Saçlarını seviyordum." Dudağımı birbirine bastırıp ısırmak için kaldırdığım tostu geri indirdim. Şu âna kadar saçlarım hakkında tek bir kelime bile söylememişti ve şimdi bu konuyu açması beni şaşırtmıştı. "Ama bu hâlini de sevdim," dedikten sonra kendi kendine güldü. "Bazen sana ait olan bir şeyi sevmeme ihtimalim olmadığını düşünüyorum."


Ah be! En bi' sevdiğim seri oluyor kendisi. Öyle ki, canım sıkkınken elime alıp okuduğum zamanlar olur ve okudukça içime bir ferahlık döşenir kurulur öylece. Bu kitabın etkileri, size kesin dille söylüyorum. Öyle güzel ki, her bir sayfası... Tabii benim için yalnızca Ömer Günsur yazmış olsaydı dahi severdim de herhalde, kendimden bu konuda emin değilim.

"Bakamadığım günlerin acısını çıkarıyorumdur belki de," diyen ve sizin kalbinizin baş köşesine yerleşmiş bir adamdan bahsediyorum, karakterden değil. Ki onu artık bir karakter olarak görmüyorum, göremiyorum da... Karakter olmaktan o kadar uzak ve o kadar sahici ki... Gerçek olmasını diliyorum bazen. Bazen de diyorum ki, böyle erkekler kaldı mı ki diye düşüncelere dalıyorum. Böyle güzel seven, Ömer gibi bir erkekten bahsediyorum.

Betül karakteri ise o da bambaşka bir konu... Kitap boyunca Ömer'le atışmalarını zevkle okudum, özellikle de Betül'ün, eline fırsat geçti mi Ömer'e dönüp, "Sen çok değiştin, çok bozuldun Ömer!" deyişi beni öldürdü. Ömer'in de arada saf saf bakınması, arada da bu sözünün üzerine ona laf atması... Öyle güzel bir ikiliydi ki...
Tabii bir de Ömer'in o çok duygu yüklü konuşmaları, sözleri var, Betül'ün tek kelimesini bile anlamadığı. Ömer'in de inatla bu sözlerine devam etmesi. Belki de Ömer'in de işine geliyordu böylesi, açığa vurulmamış şeyler olduğu için. Tabii bir de bazı zamanlar da oldu ki, birden patladığı... Bu kitap hakkında, hatta bu seri hakkında söylemek istediğim tonlarca şey olabilir. Her bir sayfası hakkında teker teker dahi konuşabilirim, bu konuda kendime güveniyorum. Bambaşka bir dünya gibi, ama aslında çok içimizden bir dünya da aynı zamanda.

"Seni görünce korkum geçiyor Ömer." Başımı önüme eğdiğimde yüzüme düşen birkaç tutama dokunmadım. "Sen etrafımdayken yaşadığımız şeyler o kadar da zor gözükmüyor. Beni asıl korkutan şey seni görememek..."

Kitapta yine bir yerde bahsediyor ki:
"Ben hissettiklerimden kaçarken Ömer savaşmıştı."
diyor, Betül.
Aslında bana kalırsa ilk başlarda da Betül bu konuda çok savaş verdi, tabii Ömer'in de asıl savaştığı başka bir şeydi orası ayrı. Betül'ün yaptığı şey şuydu aslında, ilk başlarda Ömer'i görebilmek için bir ton şey yaptı, sonra yolları bir şekilde kesişti ve Ömer bana bakmaz tavırlarına büründü, bunu imkansızlığa çevirdi ve pes etti çoğu zaman. Ömer'in ise içinde volkanlar patlıyordu, Betül bunun farkında dahi olmadı çoğu zaman ve hatta bunu da sözleriyle tekrarladı. 

"Duymak istiyorum," dedim lafı hiç dolandırmadan ve geçiştirmesine mahal vermeden. "Özrünün sebebini..."
Önce başını yere eğip alnını ovdu, ardından yavaş adımlarla yürüyüp kendini koltuğa bıraktı.
"Seni bana mecbur bıraktığım için..."
Yutkundum, aslında yutkunmaya çalıştım.
"Sana mecbur muyum?" diye sordum kısık bir sesle.
Koltuğun köşesine kolunu koyup elini alnına yasladı. Bakışlarını bir an olsun benden ayırmamıştı. Odadaki karanlığa rağmen kolayca seçebiliyor, belki de hissediyordum.
"Artık öylesin."

Ve size bir alıntı daha sunacağım, YHS'den. Ömer'in yine haykırdığı, ama Betül'ün bunu imkansız olarak yorumladığı bir bölümden.

Eliyle beni işaret ettiğinde Ömer sinirden deliye dönmüştü. "Sen kimsin ki kendini onunla bir tutuyorsun?" diye bağırırken gözlerim yuvalarından çıkmak için fazlasıyla istekliydi. Nefesimi tutmuş, tartışmayı izlerken yanağımın iç tarafını dişlerimin arasında ezmeye başladığımın farkında bile değildim.
"Tutuyorum! Çünkü benden bir farkı yok! Daha mı güzel? Daha mı kültürlü? Baksana hiçbir farkı yok, hatta daha dipte! Neden o?"
Tepki vermedim, belki de veremedim.
"Senden çok farkı var!" dedi Ömer önce. "Evli bir adamın peşine takılan o değil, sensin ve..." Az öncec benimle konuşurken yaptığı gibi parmaklarını şakağına vurdu. "Burada olan o, sen değilsin."

Bir alıntı ki, ne zaman bu gerçekleşecek, Ömer bunu görünce nasıl bir tepki verecek diye meraklandığım ve geçtiği bölümde de gülerek bir hâl olduğum bölüm:

"Giyecek bir şeyim kalmamış," dedim ona olan gıcıklığımı bir kenara bırakarak. "Yani var ama temiz değiller. Bana giyecek bir şey verebilir misin?"
Kapının önünde dikilmeye devam ederek hafifçe yüzünü ekşitti. "Evleneceğin adama yazık demek isterdim ama..."
Kenara bıraktığım gıcıklığımı tekrar üstüme alıp gözlerimi devirerek, "Kıyafetlerimi yıkayacağım, onlar kuruyana kadar istiyorum sadece," dedim.
Omuzlarını silkip, "Neyse, getiriyorum," dedikten sonra kapının önünden dönüyordu ki gözü valizime takıldığı için durakladı. Kaşlarını çatıp birkaç adım yaklaştı ve valize daha dikkatli bir şekilde bakmaya başladı. Merak edip onun gibi bakışlarımı valize çevirdiğimde, "Neye bakıyorsun?" diye sormayı ihmal etmemiştim.
"O garip şey..." dedi burnuyla valizi işaret ederken. "Onu cidden giymeyi düşünerek mi aldın yanına?" Hâlâ anlamadığım için isyan edecekken valize daha dikkatli baktım. Valizin kenarında, yarısı eşofmanın altına girmiş kot şort gözüme takıldı. "O öylesine... Yanlışlıkla koymuşum galiba," diye geçiştirmeye çalışırken şortu eşofmanın altına ittim. Ömer hâlâ kaşlarını çatmış bir vaziyette şorta bakıyordu. Sonunda derin bir nefes alıp başını çevirdi ve arkasını dönüp odadan çıkmak için hareketlendi. Giderken, "Bir de yanlışlıkla giymezsin inşallah!" dediğini zar zor duyabilmiştim.

Merve Özcan'a sevgimi, hayranlığımı da beni tanıyanlar bilir, öyle çok seviyorum ki, tanımıyor da olsam sanki çok iyi tanıyormuşum gibi geliyor. İnşallah bir gün yüzyüze gelip konuşma fırsatımız da olur.

Bu serinin ben aslında wattpad aracılığıyla sıkı bir takipçisiydim ve hatta sonuna kadar her şeyi okumuştum ve tabii ne zamandır da kitap olmasını bekliyordum. O zamanki heyecanımı görseydiniz... Kitap hâlini aldığında nasıl sevindiğimi ve çıktığı an ilk kitabını sipariş verdiğimi de tahmin edebilirdiniz. Daha sonra ikinci kitabı da çıktı ve bir de imzalı olduğunu görünce nasıl mutlu olup hemen onu da sipariş vermiştim. Birinci değil ama ikinci kitabı imzalı ve inşallah ki yüzyüze görüşüp imzasını yeniden alabilmeyi çok isterim.

Her iki kitapta da post itleri nasıl hunharca yapıştırdığımı bilseniz...

İkinci kitaptaki bu heyecanlı olaylarda sanki ilk kez okuyormuş gibi heyecan yaptım, yeri geldi yeniden endişelendim. Sonunu bilmeme rağmen yeniden yeniden okudum. Ben normalde kitabı ikinci kez okuma taraftarı hiç olmadım, okusam da zaten bunu sıkılarak yapabilirim ancak, ama Gözlerini Haramdan Sakın serisi öyle bir seri ki... Yeniden yeniden okuyabilirim ve hiç sıkılmam, size öyle söyleyeyim. Çok ciddi söylüyorum. Başka bir kitabı re-read yapamam, ama konu bu seri olunca her şeyi bir kenara bırakıp yeniden okuyabilirim. Yani öyle böyle değil, çok seviyorum, çok benimsedim bu kitabı. Bilmem anlatabildim mi? :) Yalnızca bir kitap değil benim gözümde, hayatımın merkezine kurulmuş bir dünya adeta, bir hayat... Hepinizin kütüphanesinde kesinlikle bulunması gereken kitaplardan/romanlardan biri! İnanın buna. Eğer hâlâ okumamışsanız, bir Ömer Günsur okumamışsınız demektir, ki bu da büyük bir kayıp!
Benden söylemesi.


Size şöyle güzelinden bir Ömer kıskançlığı da hediye edip, çekileyim diyorum:

"Betül."
"Efendim?"
"Arkadaşın geldiğinde hareketlerine dikkat et."
Kaşlarımı çatıp söylediği şeyi anlamaya çalışırken, "Ne demek istiyorsun?" diye sordum.
"Açık değil mi?" dediğinde yüzümü buruşturup başımı kaldırdım. Dirseklerimin üstünde doğrulup ona bakarak, "Değil," dedim.
"O kadar fazla samimi olma diyorum, hani geçen seferki gibi... Açıklayıcı olabildim mi?"
Birkaç saniyelik durup düşünmenin ardından uykulu olmama rağmen gözlerimi açıp, "Nedenmiş o?" diye karşı çıktım.
"Zaten bu kadar olayın içindeyiz..." dedi konuyla hiç bağdaştıramadığım bir şekilde.
Alayla karışık sinir yüzümde saçma bir gülümseme oluşturduğunda, "Bunun içinde olduğumuz olaylarla ne ilgisi var?" diye sordum. Sinirlerinin gerildiğini hissedebiliyordum.
"Var ya da yok! Beni dinlesen iyi edersin."
Her şeyi bir yana bırakmıştım, şu an sadece Ömer'in bu olaylar ve Kutay'la aramdaki samimi hareketler arasında kurduğu bağı sorguluyordum. "Beni tehdit mi ediyorsun?" dedim cümlesinin sonuna takılarak.
Kollarını başının altından çekmeden omuzlarını silkip, "Arkadaşının suratına inebilecek bir yumruk senin için bir tehditse olabilir," dedi.
"Yok artık..." Koltukta hızla doğrulup dizlerimin üstüne oturdum ve bir süre söyleyecek bir şey bulamadan şaşkınlıkla ona baktım. "Öyle bir şey yapmayacaksın!"
Neden şimdi böyle bir konuşma yaptığımızı bile idrak edemeezken Kutay için böyle bir şey söylemesini hiç mi hiç anlayamıyordum.
"Ciddiyetimi test edecek cesaretin varsa benim için sorun yok," dedi.

You Might Also Like

2 yorum

  1. Bu kitabin pdf sini okumak istiyorum nerden bulabiliriz lütfen yardımcı olabilir misiniz

    YanıtlaSil
  2. {"code":200,"data":{"bizTypeCode":"gz01","bizValue":"$VYWFYsk2Qhb$","bizTypeName":"淘口令"},"message":"处理成功","isSuccess":true}

    YanıtlaSil

Like us on Facebook

Flickr Images