Oda (Room) / Emma Donoghue | Kitap Yorumu

02:53





Kitap Adı: Oda
Yazarı: Emma Donoghue
Sayfa Sayısı: 321
Yayınevi: Doğan Kitap
Puanım: 4,5/5
Goodreads Puanı: 4/5

Arka Kapak:

Beş yaşındaki Jack'e göre, Oda bütün dünyadır: Doğduğu, Anne'siyle birlikte yemek yediği, oyun oynadığı, Televizyon seyrettiği ve Dışarısı hakkında bütün bildiklerini öğrendiği yer. Yaşlı Nick'in geleceği akşamlar, Anne onu güvenle uyuması için Gardırop'a kapatır.
Oda Jack'in yuvasıdır, oysa Anne için burası yedi yıldır kapatıldığı zindandan başka bir şey değildir. Anne, azim, beceri ve ana sevgisiyle, oğluna özel bir hayat oluşturmuştur ama, Jack'in soruları çoğaldıkça, onun çaresizliği de artmaktadır. Yine de, asıl sorunlar Büyük Firar'dan sonra Dışarısı'nda beklemektedir onları...
Jack'in oluşturucu, komik ve iç yakıcı sesiyle anlatılan Oda, sevgileri imkânsızdan sağ çıkmalarını sağlayan bir ana-oğulun güçlü hikâyesi.






"Benimle birlikte Oda'da olmayı neden sevmiyorsun?"
Anne bana sıkıca sarılıyor. "Seninle olmayı her zaman seviyorum."
"Ama minicik ve kokuşmuş dedin."
"Ah, Jack." Bir dakika hiçbir şey söylemiyor. "Evet, dışarda olmak isterdim. Ama seninle birlikte."
"Ben burada seninle olmayı seviyorum." 


🍁


Kitabın kurgusu beni mahvediyor kesinlikle ya. Hâlâ düşündükçe kendimi, daha da kitabın içine doğru çekildiğimi hissediyorum. Kurgu benim şu ana dek karşılaşmadığım bir kurgu. Yazarın anlatım tarzını da sevdim, ama şu bir gerçek ki ben filmini kitabından daha çok beğendim. Kitap gerçekten güzel ama film ile kitap başkalaşmış bana kalırsa. Çünkü senaryo güzel yani filmdeki oyunculuklar da çok güzeldi. Bilmiyorum, sanırım ben filmini önce izlemiş olduğumdan büyük bir ihtimalle, çünkü filmdeki her şey elbette birebir değildi kitapta. Filmine öylesine denk gelmiş ve konusu da ilgimi çekince izlemiştim bir zamanlar. Film bittikten sonra kitaptan uyarlama olduğunu öğrendim. Bilseydim, izlemez önce kitabını okurdum, çünkü konusu direkt ilgimi çekti o zaman. Kitap olunca daha da çekici olur elbet o, benim için. Yani dediğim gibi kitap güzeldi ama film daha da güzeldi. İlk kez bir filmi kitabından daha çok beğendim doğruyu söylemek gerekirse. Mesela filmde Paul'u falan göremedik, hiç geçmemişti, ama kitapta birkaç bölüm onunla alakalıydı.
Şu bir gerçek ki, yazarın böyle bir kurguyu bu şekilde derleyip toparlayıp düzenleyip önümüze böylesine sunması şahane. Kurgu ve kurgunun gidişatına bayıldım ben kesinlikle. Çok güzeldi. Spoiler olmasın diye söyleyemediklerim beni bitiriyor, ama şöyle diyeyim, bir çocuk karakterin ağzından anlatılması ancak bu kadar iyi olabilirdi. Hele de Jack gibi akıllı biriyse. Bence bu gerçek bir marifet. Çoğu kişiden duyduğum böyle olmasının kitabı okutturmadığı yönündeydi, ama kitap tamamen Jack'in etrafında döndüğü için bence tam olması gerektiği gibi olmuş. Eğer kaçırmadıysam kitapta annenin ismi yer almıyor. (Filmde yer alıyordu.) O yüzden onu anne olarak söyleyeceğim. Annenin yaptıkları şu röportaj kısmında belki küçümseniyor belki de bencillik olarak görülüyor, ama bana kalırsa o en iyisini yaptı. Çünkü bir çocuğu annesinden ayırmakla asıl cinayeti ortaya çıkarmış olursun. Çocuklar, annelerinin yanında güzeldirler. Bu her ne şekilde olursa olsun. Belki yapacağı şey, daha doğrusu onlara göre yapması gereken şey, üst düzey bir fedakârlık gerektiriyor ama ben buna inanmıyorum. O kadın doğru olanı yaptı. Filmini önceden izlediğimden ötürü mü bilmiyorum ama film tadında okudum biraz da ben. Kitap, kurgu, yazarın anlatım tarzı, Jack, Anne her şey çok güzeldi. İyi kilerden oldu bu kitap benim için.

You Might Also Like

0 yorum

Like us on Facebook

Flickr Images